Son rapor, nüfusun %57’sinin akut gıda güvensizliği yaşayacağını ve çocukların en yüksek açlık ve yetersiz beslenme riskine maruz kalacağını gösteriyor.
Pazartesi günü yayınlanan son Entegre Gıda Güvenliği Faz Sınıflandırması (IPC) raporuna göre, Güney Sudan nüfusunun yarısından fazlası, gelecek yıl nisan ayında başlayacak olan kurak sezon boyunca ciddi gıda güvensizliği yaşayacak.
Raporda yer alan verilere göre, nüfusun %57’si ciddi gıda güvensizliği yaşayacak, Güney Sudanlı vatandaşlar komşu Sudan’daki çatışmalardan kaçacak ve küçük çocukların açlık ve yetersiz beslenmenin en yüksek seviyelerde olacağı tahmin ediliyor.
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Güney Sudan Ülke Direktörü ve Temsilcisi Mary-Ellen McGroarty, dünyanın en genç ülkesinde açlığın başlıca nedenlerinden birinin çatışma ve iklim krizleri olduğunu söyledi.
McGroarty, Dünya Gıda Programı (WFP), Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından yayınlanan ortak bir bildiride, “Güney Sudan’da açlığın sıfıra indirilmesi için açlığın temel nedenlerinin ele alınması hayati önem taşıyor; toplumların barışa, istikrara ve geçim kaynaklarını inşa etme veya yeniden inşa etme ve gelecekteki şoklara dayanma fırsatlarına ihtiyaçları var.” dedi.
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) bu ay ülkenin 100’den fazla ilçesinde yaklaşık 1,4 milyon kişinin selden etkilendiğini bildirdi.
Güney Sudan’daki birçok toplumun, uzun süren kuraklık, devam eden sel felaketi ve devam eden çatışmalar nedeniyle açlıkla mücadele etmesi bekleniyor.
Yetersiz beslenme riski altındaki çocuklar
Açıklamada, 1,65 milyon çocuğun yetersiz beslenme riski altında olduğu, bu sayının ise 2,1 milyona çıktığı belirtildi.
”Çocuklar, güvenli içme suyuna ve sanitasyona yetersiz erişimden muzdarip olmaya devam ettikleri için yıl boyunca birkaç kez beslenme merkezlerine geri dönüyorlar. Hastalık, yetersiz beslenmelerine katkıda bulunan önemli bir faktördür,” denildi.
UNICEF Güney Sudan Temsilcisi Hamida Lasseko, yetersiz beslenmenin temel nedenlerine yönelik çabalar artırılmadığı ve ölüm riski daha yüksek olan çocuklarda yetersiz beslenmenin tedavisi için acil beslenme desteği sağlanmadığı takdirde, yetersiz beslenme riski altındaki çocuk ve anne sayısının artmaya devam edeceğinden derin endişe duyduklarını söyledi.
