Her yıl Afrika, yasa dışı mali akışlar (FFI) nedeniyle yaklaşık 54 trilyon CFA frangı (90 milyar dolar) kaybediyor.
Bu durum, kıtanın ekonomik kalkınmasını ciddi şekilde engelleyerek sürdürülebilir gelişme hedeflerine ulaşmasını zorlaştırıyor.
Bu mali kayıpların temel sebepleri arasında vergi kaçakçılığı, uluslararası ticarette sahte faturalandırma ve yolsuzluk ile organize suçlardan kaynaklanan kara para aklama yer alıyor. Bu ihlaller, Afrika’nın GSYİH’sinin %3,7’sine denk geliyor ve sağlık, eğitim ve altyapı gibi hayati sektörlere yapılabilecek yatırımları sınırlıyor.
En Çok Madencilik ve Petrol Sektörü Etkileniyor
Madencilik ve petrol sektörleri, yasa dışı mali akışlardan en fazla zarar gören alanlar arasında. Çok uluslu şirketler, doğal kaynakları sömürürken hileli yöntemler kullanarak vergi ve harç ödemekten kaçınıyor. Örneğin:
• İhracat fiyatlarını düşük gösteriyorlar.
• İthalat maliyetlerini yapay olarak şişiriyorlar.
Bu tür uygulamalar, devletlerin önemli gelirlerden mahrum kalmasına neden oluyor. Bunun sonucunda Afrika ülkeleri, temel hizmetlere yatırım yapmakta zorlanıyor ve ekonomik büyüme potansiyellerini gerçekleştiremiyor.
Ekonomik Etkiler ve Borç Yükü
Yasa dışı mali akışlar, yalnızca bütçe açıklarını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda:
• Döviz rezervlerini zayıflatıyor.
• Ekonomileri dış şoklara karşı daha savunmasız hale getiriyor.
• Meşru yatırımları çekme kapasitelerini sınırlıyor.
Bu durum, hükümetlerin borçlanmaya daha fazla yönelmesine neden oluyor ve kamu borcunun artmasıyla birlikte ekonomik büyüme yavaşlıyor. Kongo Demokratik Cumhuriyeti (RDC) ve Nijerya gibi kaynak zengini ülkeler, bu sorundan en çok etkilenenler arasında.
Sorunun Çözümü İçin Adımlar
Afrika’nın yasa dışı mali akışlarla mücadelesi için şu önlemler öne çıkıyor:
1. Kaynak Endüstrilerinde Şeffaflığın Artırılması: Şirketlerin vergi beyanları ve ticari faaliyetleri daha sıkı denetlenmeli.
2. Uluslararası Vergi İşbirliği: Afrika ülkeleri, uluslararası vergi anlaşmalarını güçlendirmeli ve bilgi paylaşımını artırmalı