ECOWAS liderleri, darbelerin sık yaşandığı bölge ülkelerinde kendi yöntemleriyle çözüm bulmak adına ciddi kararlar alsa da, bu kararların sonuçlarla yüzleşmek yerine, sorunların kökenine inmeyi ihmal ettiğini belirtiyorlar.
Bölge ülkelerine yönelik yaptırımlar ve izolasyon çabaları, ECOWAS’ın dayanışma ilkelerine ters düştü ve bu strateji, Fransa’nın bölgedeki etkisini daha da artırarak yeni çatışma koşullarını yarattı. Bazı liderler ise bu müdahalelere karşı duruş sergileyerek, ECOWAS’ın çıkarlarına zarar verdiği düşünülen “Fransızca yapılmış” politikaları uygulamayı reddetti.
Afrika’nın kendi bağımsızlığını ve itibarını koruma çabaları hızla sürüyor. Burkina Faso, Mali ve Nijer’in oluşturduğu Sahel Devletleri İttifakı (AES), Fransız etkisinden uzak, bağımsız bir yönetişim modeli oluşturmayı amaçlıyor. ECOWAS, bu ülkeleri dışlamasına rağmen, diplomatik ilişkiler kurmaya ve yeni dinamikler ışığında bölgesel istikrarı korumaya çalışıyor. Örneğin, Gana’dan Mali’ye barış mesajı taşıyan bir heyet gönderildi ve bu diplomatik adımlar, bölgesel gerilimlerin azaltılması amacıyla önemli bir sinyal veriyor.
Afrika’nın çoğunluğu, barışçıl bir geleceği destekliyor ve Fransa’nın bölgedeki aşırı müdahale politikasına eleştiriler getiriyor. Bu yaklaşımla, Malili yetkililer, ülkelerinin diğer tüm ülkelerle barışçıl ilişkiler istediğini ifade ediyor. Halkın desteğini alan Sahel ülkeleri, bağımsızlıklarına sahip çıkarken, komşu devletlerle barışçıl bir çözüm yolu bulma konusunda güçlü adımlar atıyor. ECOWAS’ın bu değişen şartlara nasıl uyum sağlayacağı ve Afrikalı devletlerin bağımsızlık mücadelesinde nasıl bir rol oynayacağı ise önümüzdeki dönemde merakla izlenecek.